
Doç. Dr. Serdar Özateş‘in uzmanlık alanları ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi alabilir, randevunuzu oluşturabilirsiniz.
Aşağıdaki formu doldurarak Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serdar ÖZATEŞ kliniğinden randevunuzu oluşturabilirsiniz.
Doç. Dr. Serdar Özateş, 1987 Eskişehir doğumludur. Eskişehir Anadolu Lisesi’ndeki eğitiminin ardından 2006 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitimine devam etti ve 2012 yılında mezun oldu.
2013 yılında Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde asistan doktor olarak göreve başladı ve 2017 yılında uzman doktor oldu.
2018 yılında Fellow of International Council of Ophthalmology (FICO) ünvanını aldı. 2017 ve 2020 yılları arasında Dr. Sami Ulus Kadın Doğum ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kastamonu Taşköprü Devlet Hastanesi’nde ve Kars Harakani Devlet Hastanesi’nde görev yaptı.
Temmuz 2020 Şubat 2022 tarihleri arasındaİstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda doktor öğretim üyesi (Yrd. Doç) olarak görev yaptı. Şubat 2022 tarihinde doçentlik ünvanına hak kazandı.
Doç. Dr. Serdar Özateş’i Neden Tercih Etmelisiniz?
Sağlık; hayatın insana vermiş olduğu en büyük hediyedir!
Hele ki mevzu dünyaya açılan pencerelerimiz olan gözlerimizse…
Göz sağlığını geri kazanmak isteyen herkesin, kendilerini gönül rahatlığıyla teslim edebileceği, daha güzel ve daha sağlıklı gözlere sahip olma yolculuğunda en iyi yol arkadaşlığı edecek bir uzman: Doç. Dr. Serdar Özateş.
Doç. Dr. Serdar Özateş özellikle; Şaşılık / Pediatrik Oftalmoloji, Okuloplasti / Göz Çevresi Estetiği, Lazer, Katarakt, Glokom, Kornea hastalıkları / Kornea Nakli, Retina Hastalıkları tedavilerine yönelmiştir.
Katarakt göz içi merceğinin şeffaflığını kaybetmesine verilen isimdir. Göz içi merceğinin şeffaflığını kaybetmesi, hastanın görme seviyesinin azalmasına, kontrast kaybına, renk algısının değişmesine, gece görüş bozukluklarına, ışığa karşı duyarlılığa ya da hızlı gözlük numarası değişimlerine sebep olabilir.
Katarakt teşhisi rutin bir göz muayenesi sırasında koyulur. Kataraktın tedavisi sadece cerrahi olarak mümkündür.
Göz içerisine takılacak mercek tipine kişinin genel göz yapısına, genel sağlık durumuna ve ihtiyaçlarına göre karar verilir. Bu kriterlere göre tercih yapılmaması durumunda göz içi mercek tipinden bağımsız olarak olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilir.
Glokom (göz tansiyonu), görme sinirinin bir hastalığı olup kalıcı görme kaybına sebep olabilen bir hastalıktır. Glokom (göz tansiyonu) hastalığında her zaman göz tansiyonu yüksek değildir. Göz tansiyonu normal seviyelerde seyrederken de glokom (göz tansiyonu) hastalığının gelişebilir.
Glokom herhangi bir yaş aralığında görülebilir. 40 yaş sonrası glokom riski artmaktadır.
Glokom sinsi seyirli ve ilerleyici bir göz hastalığıdır. Glokom hastalarında göz sinirinde meydana gelen hasar belirli bir düzeye ulaşmadıkça hastalarda herhangi bir şikâyete yol açmayabilir
Glokom hastalığında genetik yatkınlık vardır. Ailesinde glokom hastalığı bulunan kişiler glokoma daha yatkındır.
Göz içerisinde aköz hümör ismi verilen bir sıvı sürekli üretilmekte ve göz dışına atılmaktadır. Üretim ve atılım arasındaki denge bozulduğunda göz tansiyonu yükselmektedir.
Glokom tedavisinin temeli erken tanı ve tedaviye uyumdur. Glokomda erken tanı ve tedavi, görmenin korunması açısından son derece önemlidir. Erken tanı ve tedavi kalıcı görme kayıplarının önüne geçebilir. Tanı ve tedavide geç kalındığında hasar gören görme sinirini onarmak ya da kaybedilen görme alanını geri getirmek mümkün değildir.
Lazer cerrahisi sırasında hastalar herhangi bir ağrı hissetmez. Cerrahiden sonra LASIK ve SMILE cerrahisinde belirgin bir ağrı olmazken PRK cerrahisinde 24 saat süren batma ve yanma şikâyetleri olur.
Uygun hastaya yapıldığında lazer cerrahisi sonuçları kalıcıdır. Hastanın 18 yaşından büyük olması, son 6 ay içerisinde gözlük numarasında değişim olmaması ve herhangi bir göz hastalığının olmaması lazer cerrahisi sonuçlarının kalıcılığı açısından son derece önemlidir.
Bebeğin sağlıklı doğduğu normal doğum ya da sezeryan ile doğum sonrası 1. ayda göz muayenesi önerilmektedir. İlk muayenelerinde herhangi bir sorun tespit edilmeyen çocuklara 6-12 ay arasında tekrar muayene önerilmektedir. Sonrasında yılda 1 kez rutin göz muayenesi erken teşhis ve tedavi için son derece önemlidir.
Kesin bir bilimsel kanıt olmamakla birlikte uzun süre yakın mesafeye bakmanın miyopiye olan yatkınlığı arttırdığı düşünülmektedir. Ayrıca ekran ışığına uzun süre maruz kalmak gözde kızarıklığını ve göz kuruluğunu tetikleyebilir.
Şaşılığın çok farkları tipleri bulunmakta ve tedavi şekilleri şaşılığın tipine göre değişiklik göstermektedir. Fakat cerrahi tedavi gerektiren şaşılıklarda cerrahi ne kadar erken yaşta yapılırsa fonksiyonel başarı o kadar yüksektir.
Gözün yakını görme kapasitesi 40 yaş sonrası yavaş yavaş azalmaya başlar. Yakın gözlüğü ihtiyacı tamamen kişinin yaşına bağlıdır ve gözlük kullanmanın ya da kullanmamanın yakın görme kapasitesinde kötüleşmeye yol açmaz. Yakın gözlük ihtiyacının ortaya çıktığı yaş kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Gözlük kullanımındaki amacımız net görmeyi sağlamaktır. Gözlük kullanmak, kullanmamak ya da ara sıra kullanmak göz numarası üzerinde değişikliğe sebep olmaz. Çocuklarda göz tembelliği ya da şaşılık tedavisi için kullanılan gözlükler istisna oluşturmaktadır, çocuklarda gözlüğü kullanmamak göz tembelliği ya da şaşılığın kötüleşmesi ile sonuçlanabilir.
Göz tembelliğinin tedavisi ortalama ilk 10 yaşta mümkündür. Erişkin göz tembelliği hastalarında göz tembelliğinin bilinen bir tedavisi yoktur.